Hocam Ümit Özdağ'a ve Türk Milleti'ne ithaftır. Kendisine odasında arz ettiğim şiirdir.
Kutlu Türk'ün Çağrısı
Bir kopuza sığdırdın tam yetmiş bin destanı
Söyle bana ey Türk! Nedir gayen maksadın?
Üç kıtada gezindin, aratmadın atanı
Garipler mi yoldaşın, gariplik mi muradın?
Ovaları aşarsın her dem konar göçersin
Her diyarda dost arar, baş koyar and içersin
Zalimlere el vermez, sen ki serdengeçersin
Kırdın kaç kez belini, baş gösteren fesadın
Tarihin çok eskidir elbet başlar oyunla
Karşı durdun hep zulme, İskitler’le ve Hun’la
Anıt diktin kazıdın, taşa hem de Orhun’la
Çıplakları giydirdin, şanlı geçti hayatın
Şu tepeler boyunca, ta ki Küçük Asya'ya
At üstünde dolaştın, say ki bir nevi yaya
Elindeki o yaya, mahreminde oyaya
Bugün eller uzanmış, hangi vakit azadın?
Ortaklaşa yenecek şu mert Türk'ün ekmeği
Kurtlar dirlik bulacak, kudurtacak köpeği
Müslümanlar öpemez, yerde hiçbir eteği
Töre bunu emreder, bitsin diyor mezatın
Tomris’le ve Mete’yle, Atilla’yla ve senle
Ey yiğit Türk evladı! Evet! Senle ecenle
Bunca devlet kuruldu, gündüzünle gecenle
Hani nerede tuğun, kılıcın ve kır atın?
Sen gözümde yaşımsın, dilimdeki türküsün
Kızıl elman hayalim, vazgeçilmez ülküsün
Masal, serap değilsin, en hakiki öyküsün
Turan yolunda çilem, verdiğin bir beratın
Kulağımdan eksilmez, anaların duası
Bana düstur olmuştur, fakihlerin fetvası
Zikr-i daim olan o, abdalların nefesi
Sarmış dört bir yanını, ne kutludur biatın!
Gözümde hep yan yana sancaklarla vatan var
Oğuz, Kıpçak, Uygur'un, dinlediği ezan var
Türk illeri mahzundur, bugün bize hazan var
Salık verir gâvur ki, ona yarar hasadın
Köhnesinden bıkmıştık, şimdi yeni dünya var
Yeni düzen kargaşa, kirli nice hülya var
Uluslarla kavga var, yapılan hep riya var
Birleşmeye olur mu, bundan gayrı fırsatın?
Ahilerin emeği, medeniyetin vakıf
Hem ustalık gerektir, kula lazımdır vasıf
Zorbalara muhakkak, Ahmed, Musa ve Yusuf
Görünmeli her vakit, bilmem var mı ruhsatın?
Ey evladım, kardeşim! Turan'a giden yiğit
Has Haciple Yunus'tan dinle güzelce öğüt
Allah rızası güden, neden yakarmış ağıt?
İşlediği bellidir, hem hanın hem ırgatın
Dinle beni ey Türk! Sen atamsın, oğlumsun
Asırlarca güvenip, inandığım doğrumsun,
Sen gecemde ayımsın, işimdeki uğrumsun
Helal rızık gözeten, yoldaşıdır Sırat'ın
Sen sınırda bekçimsin, tarlamdaki paydaşım
Sen devletin burcusun, dinimdeki kardaşım
Çarşımdaki terazim, Türk'tür benim sırdaşım
Hak yolunda gidenin, müjdecisi vuslatın
Osmanları büyüttü, yurdu temin eyledi
Kiliseyi, havrayı, mescidi emneyledi.
Atatürk’le Fatih’le arşı zemin eyledi
Müminlerin miracı, camilerdir ispatın
Adaletin delili Bursa'da, Karatay'da
Hem yedi millet dahi, bulunurdu her toyda
Baş eğilir girerken yaptığın her sarayda
Ölümlüler anladı, alem yalnız bir zatın
Şapla şeker karışmaz hiçbir zaman sofranda
Kurtla kuzu dost olur baş olursan ormanda
Yüzün aktır her mevsim, değirmende harmanda
Erenlerin, alplerin davasıdır inadın
Bugün Macar, Gagavuz, hatta Bulgar, Arnavut
Bizden ırak değildir, savaşmışlığı unut
Nebi sünnet eyledi, geçinmektedir umut
Medine'de vesika, yazmış idi hattatın
Hangi diyara gitsen elbet eski kurgan var
Yesevî'nin yolunda yüzbinlerce arslan var
Nefsi ile cihatta, dilinde bal olan var
Şehit yeri cömert Türk, Hakk'ın indinde katın
Türkmenler ve Tatarlar, çok çileler çekmiştir
Özbek, Kazak ve Kırgız, birer tohum ekmiştir
Türk'ün Türk'e çağrısı nehirlerden akmıştır
Suları hep birleşmiş, Ural, Seyhun, Fırat'ın
Şair İbrîkî (İlahiyatçı)