Değerli Başkan Bilmenim Ümit ÖZDAĞ,
Türk Düşmanlarınca rehin alınıp kapatıldığınız zindanda iyi olduğunuzu partili arkadaşlardan duyuyorum ve seviniyorum. Bilge Bilmenim siz daima iyi olunuz, direncinizi koruyunuz. Bu direnç, mutlak bir yurt ve ulusun işgaline dirençtir, direniştir. Apaçık işgal altindayız. Türk adı yok edilmek isteniyor ve ona göre hareket ediliyorsa, Türk'ün ülkesinde Türk'e soykırım yapılıyordur; Ne Mutlu Türk'üm demek suç oluyorsa düşman güçleri Türk'ün yurdunda Türk'e soykırım yapıyordur; Öz yurdunda Türk, eğitimsiz- öğretimsiz, aç, sefil, işsiz, geleceksiz birakiliyorsa ve birakilmışsa, ülkeye milyonlarca boca edilen yabancılara para üstüne para veriliyor, bedava hayat sunuluyor, yetmedi enflasyona ezilmesinler diye ayrıca para yardımı yapılıyorsa, o halde Türk, kendi ana yurdunda soykırıma uğruyordur; iç ve dış beslemeli genetikten vatan hainleri, Türk'e hıncı genetikman kuşaktan kuşağa taşınmış gayri Türk unsurları, terörist yapı eliyle Türkiye topraklarından koparilmak suretiyle yurt çikarmak icin el ele, kol kola vermiş ise, kendi yurdunda Türklere soykırım yapılıyordur. Bu kadar açık! Yillardır, söylediğim ve yazdığımı tekrar etmek isterim: ATATÜRK SONRASI TÜRKİYE'Yİ TÜRKLER YONETMİYOR!
Türk tarihine bakınız, en eski devirden bu yana. Türk kişisi, devlet yönetimini yabancı, Türk olmayan unsurlar ile paylaşmasi sonucu hem yurdunu, hem ulusunu kaybetmiştir. Bu tarih, bu zamana kadar böyle sürdü. Tarih, ders veren bir bilimdir. O halde umarım, bu işgal ve yıkım bize en büyük dersi vermiş olsun! Türk tarihini en iyi bilen kurucu liderimiz Atamız, Söylev'inde milletten, kendisini yönetmek üzere oy verip de başına geçirdiklerinin aslî cevherine çok iyi bakmasını ister...aslî cevher, genetiğidir, kanıdır, yaratılışıdır, özdür. Türk milleti, dünyadaki ekserî milletlere kök vermiştir, dünyanın örgütlü en eski halkıdır. Gittiği her yere genini, kanını, kültürünü, dilini bırakmıştır. Bu itibarla Türk, bal arılarına benzer, arı gibi üzerine konduğu çiçeklerden aldığı tohumları uzak diyarlardaki başka çiçeklere taşımış durmuştur. Hep veren olmuştur, alan değil. Bu karakter, insansal yaşam döngüsünü sağlada da, gidilen yerlerde kaybolma riski hep varolmuştur.Artık, on binlerce yıllık ana yurdumuzda kök olduğumuzu yeniden hatırlama zamanı geldi. Bu ağacı hiç kimse kökleyememeli... yönetim kesin- kes Türklerde olmalıdır. Türk kimdir? Riyasız Türk'üm diyen Türktür. Demeyen zaten değildir.
Bilge Bilmenim, kötülüğün, rezilliği , haksızlığın hesap vereceği bir zaman döngüsündeyiz, sınırındayız. Dört bin yıllık demir çağı kapanıyor. Hiç kimse, hiç birşey eskisi gibi olmayacak, gökte ne olursa yeryüzünde o olur.
Başkan Bilmenim, Türkiye Atatürk çizgisinde, Türk olmanın onurlu bilinç ve duruşu ile, bu defa ve artık, daha ulusalcı ve daha sert seküler bir toplum ve devlet yapısı ile yoluna devam etmek zorundadır, benim bunun böyle olacağına kanaatim tamdır. Türkleri, Türk yönetecektir. Yurdumda kuyruksuz primatlarla yaşamak istemiyorum, aklı başinda olanlar da istemez. Seni yok edeceğim diyenle beraber yaşanmaz, o düşmandır. Düşman ile aynı yolda yürünmez, aynı yurt paylaşılmaz. Paylaşmayacağız yurdumuzu, asla ! Türk varlığını demografik tsunamiye kurban ettirmeyeceğiz, asla ve asla !
Başkan Bilmenim, yapacak çok iş vardır. Aynı yolda, aynı amaca yürüyenler birleşirler, güç olurlar, sizin bu rehinlikten bir an evvel kurtulmanızı istiyoruz, bu hususta dik duracagız, yilmayacagiz. Kötülüğün sonu yakındır.Sevgili Ümit Özdağ Başkan Bilmenim, bizim en büyük kivancimiz, onurumuz, TÜRK olarak doğmuş olmamızdır.
Saygı ve Sevgilerimle....
Sibel ZEREN
Şurada acıklı bir gerçek olmak üzere bildireyim ki, ülkemizde pek çok yabancı parası ve bir çok propagandalar dönüyor. Bundaki amaç pek açıktır ki; ulusal eylemi başarısız bırakmak, ulusal isteklere inme indirmek, Yunan, Ermeni isteklerini ve yurdun kimi önemli kesimlerini işgal amaçlarını kolaylaştırmaktır.
Bununla birlikte her dönemde, her ülkede ve her zaman ortaya çıktığı gibi bizde de kalp ve sinirleri donmuş, anlayışsız insanlarla birlikte vatansız ve aynı zamanda kişisel emel ve çıkarını, yurt ve ulusun zararında arayan alçaklar da vardır.(23 Temmuz 1919 - Erzurum Kongresi)