Merhaba Ümit Hocam;
Öncelikle sağlığınız ve moraliniz iyidir umarım.
Bu mektubu size Bursa Tophane'den, Osmangazi ve Orhangazi'nin kabirlerinin tam karşısından yazıyorum. Kutlu Türk büyüğü atalarımızla dertleşirken sizden bahsettim; Türk'ü savunan esir, köpekler serbest dedim. Bir bir anlattım olanları, hepsini şikayet ettim. Memleket bu hale getirilirken elimizden hiç bir şey gelmeden oturup izlemek çok canımı yakıyor. Az bir umudum kaldı; bir gün gelecek, tüm Türk düşmanlarını def edeceğiz diye ama zaman zaman onu da yitiriyorum. İktidarı zaten saymıyorum, muhalefetten de bizi anlayan yok sizden başka. Tek dayanağımız, yol göstericimiz siz oldunuz. Siz bir umut aşıladınız.
Bir programda şunları söylemiştiniz;
"Türk köylüsü şöyle söyler; Allah devlete millete zeval vermesin. Şimdi bunun Yunancası yok kardeşim. Bunun İngilizcesi yok, Fransızcası yok, Almancası yok, Çincesi yok, Japoncası yok. Bu cümlenin bir tek Türkçesi var. Bunu ancak 4000 seneden beri devleti olan bir milletin köylüsü söyler. Onun için hiç kimse endişe etmesin. Türk Devleti geri gelecek." Buna dayanarak, inanarak umut aşılıyorum kendime. Elbet bu memleketin insanları bozacak bu düzeni. Lütfen siz vazgeçmeyin, siz bizi yalnız bırakmayın. Söz veriyorum biz de hep yanınızda olacağız ve elbet bir gün Türk Devletini hak ettiği gibi yöneteceğiz.
Sizi bu kadar süre tutacaklarını bile tahmin edemeyip ilk zamanlar mektup yazmamıştım, mektup gelene kadar siz çıkarsınız diye. Umarım en yakın zamanda öyle olur, mektubum size ulaşmadan çıkmanızı dilerim.
Tüm Türk evlatları için kendinize dikkat ediniz. Bursa'nın kalbinden; Osmangazi'nin, Orhangazi'nin, Murat Hüdavendigar'ın semtinden bin selam, saygılar sunar ellerinizden öperim.
Cengiz ŞEN
Bursa